Göteborg Gezi Rehberi: Gezilecek Yerler ve Mekan Önerileri

Sevgili Nilay Kılınç tarafından yazılmış Göteborg serimizin ikinci kısmı Göteborg’da gezilecek yerler ve mekan önerilerinden oluşuyor. Ulaşım, konaklama, bütçe, şehirde gerçekleşen etkinlikler, İsveç kültürü ve Göteborg hakkında birçok ipucu içeren ilk post için şuraya göz atabilirsiniz.
Oitheblog’cular gezmeyi iyi bilirler, o yüzden eminim turunuza başlamadan bir şehir haritası edinirsiniz. Ben önereceğim noktaları bölge bölge derledim, dolayısıyla aynı alan içindeki yerleri yürüyerek ziyaret edebileceksiniz.

goteburg
Göteborg’da Gezilecek Yerler: Şehir Merkezi

Tren istasyonu ve çevresi şehir merkezi olarak geçiyor. Bu bölge içinde bolca otel ve dolayısıyla turist görecek, tramvay/otobüs/bisiklet trafiğinde ezilmemek için kaldırım sörfü yapacaksınız.
*Nordstan
Bir alışveriş merkezinin her gezi rehberinde yer alıyor olmasını ve yerlilerin de “Nordstan’a gidebilirsin” diye akıl vermesini ömrümde ilk kez Göteborg’da yaşadım. Toprakları maalesef alışveriş merkezleriyle parsellenmiş bir ülkenin evlatları olarak, bizi Nordstan asla kesmez ama Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezlerinden biri olduğu için İsveç’te bir gurur kaynağı gibi. İsveç alışveriş merkezi tercih eden bir ülke olmadığı için de onlara ilginç geliyor galiba. Eğer İsveç markalarına yönelik bir alışveriş turu düşünüyorsanız ve hava çok kötüyse düşünülebilir. Şehrin punkları trene bakan çıkış kapısında takılıyor, sosyolojik anlamda doyurucu olabilir.
göteborg opera
*Opera Binası (Göteborgsoperan)
Lilla Bommen’de nehir kenarında bulunan Göteborgsoperan, postmodern mimarisiyle şehrin siluetine yenilikçi ve yaratıcı bir hava katıyor. İlham dolu bir akşam dileyenler için güzel bir haber, bu sene opera Shakespeare’in 400. yılını kutluyor ve İngilizce olarak Macbeth ve Hamlet’i sahneye koyuyor. Denize bu kadar yaklaşmışken, Göteborg’un siluetine bakıp “sen mi büyüksün ben mi” diye parmak sallamadan dönmeyin, bir de ruja benzeyen camekanlı bordo plazanın takma adı “ruj”, bunu her Göteborg’lu bilir KIPS.
*Göteborg Şehir Müzesi (Göteborgs Stadsmuseum)
Viking tarihi meraklılarını buraya alalım. Zira bu müzede bir Viking gemisi bile var! Aynı zamanda 18. yy’dan bu yana Göteborg tarihini öğrenebileceksiniz. Benim en sevdiğim kısım, Orta Çag’da İranlı bir gezgin diplomat tarafından yazılmış anı defterinden notlar. İşin özeti bu zaat Balkanlardayken Vikingler’i gözlemleme şansını erişmiş ve onların ne kadar ahlaksız (ya da liberal olarak da yorumlayabiliriz), hijyensiz ama aynı zamanda eşitlikçi ve demokratik olduğunu anlatıyor. Kendisi bugün yaşasaydı, tek dişi kalmış canavarın nasıl saf değiştirdiğine hayret ederdi herhalde. Müzenin etrafında dolaşırsanız Göteborg Rådhus yani adliye binasını görürsünüz.
Eğer 25 yaş altındaysanız müzeye giriş bedava. Öbür türlü 40 SEK verip bir sezon bileti alabilirsiniz. Bu biletle Göteborg Sanat Müzesi, Gothenburg Art Museum, Röhsska Müzesi, Deniz Müzesi ve Göteborg Doğal Tarih Müzesi’ne girişler bedava olacak.
saluhallen goteborg
*Saluhallen
İsveç’te en sevdiğim şeylerden biridir Saluhallen. Kapalı Çarşı tadında, baharatların, kahve çekirdeklerinin, her türlü peynir ve antipastinin satıldığı, gastronomik anlamda oldukça keyif veren minik restoranların olduğu yerler bunlar. Göteborg’da Kungsportsplatsen meydanında güzel bir tanesi mevcut. Özellikle İsveç’e özgü şarküteri ürünleri denemek isteyenler için ideal bir durak. Bu çarşının inşası 1850’lerde başlamış. Bu arada, Kungsportsplatsen’de bulunan ve IX. Karl’i at üstünde tasvir eden Kopparmärra heykeli, “Burger King önünde buluşalım”ın Göteborg versiyonudur (Tinder date yapacaklardan bu bilgiyi esirgemeyelim).
*Domkyrkan 
Göteborg’un en eski kilisesi olan Domkyrkan, Kral Gustav II. Adolf’un şehri 1621’de kurmasından hemen sonra inşa ediliyor.  Klasik mimariyle inşa edilmiş bu kilise, daha ziyade bir saat kulesi görünümünde. Lucia zamanı ve Noel öncesi koro etkinlikleri oluyor, değişik bir deneyim olabilir. Kilisenin etrafında dolaştığınızda güzel cafeler ve dükkanlar göreceksiniz!
kungsparken goteburg
*Kungsparken
Belki biraz koşmak istiyorsunuz, ya da yürümek… Hava güzeldir, Saluhallen’den taze ekmek peynir almışsınızdır, keyif yapmak istiyorsunuzdur. Olabilir yani, illa ki bir restorana gitmeniz şart değil. Hatta gitmeyin, Kungsparken’a gelin ve kanala bakarak, çimlerin üstüne serilin ve piknik yapın. Hava iyi değilse, merkezden bir sonraki gezi bölgenize bu parkın içinden yürüyerek geçin, geçmişken bir iki ağaç kucaklayın. Yazları bu park dolup taşıyor, sosyal kelebek olmak için en ideal ortam.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İsveç: Malmö, Lund ve Göteborg Üzerine

Dünyanın En Ünlü Şehir Simgeleri ve Hikayeleri